10 Ağustos 2009 Pazartesi

Kuş Gözlemciliği

Bir ağaç ve biraz temiz havadan ibaret olmayan doğayı, bir nevi kaşif maharetiyle yaşayabilenler. Onlar, kuş gözlemcileri. Adı üzerinde kuşları gözlüyorlar. Adı başlangıçta biraz itici gelse de onlar bir yuvaya veya beslenmekte olan bir flamingoya onu ürkütecek kadar yaklaşmıyorlar bile. Kuşları merak etmekle başlayan bu heves onları tanımayı, tanıdıkça sevmeyi ve sahip çıkmayı doğuruyor kuş gözlemcilerinin gönüllerinde. Her bir kuş türünü görmek için çok farklı doğal alanlarda bulunan kuş gözlemcileri doğayı bir bütün olarak özümsüyorlar.

Onlara göre kuşlar serçelerden ibaret değil. Onlara göre, orman ağaçtan ibaret değil. Onlara göre göz ve kulaktan başka malzemeye ihtiyaç yok. Kendilerine kuşçu da diyen Türkiye'deki kuş gözlemcilerinin çoğu üniversite öğrencisi. Kuşçuların oluşturdukları kuş gözlem topluluklarının sayısı giderek artıyor. Çoğu üniversitelerde bulunan kuş gözlem toplulukları Türkiye'nin değişik bölgelerinde kuşları izleyerek faaliyetlerini sürdürüyorlar. Pek çok büyük kentimizde sivil girişim niteliğindeki kuş gözlem toplulukları da bulunmakta. Topluluklar bünyelerinde bulundurdukları üyeleriyle de büyük bir çeşitlilik barındırıyor. Çalışan, emekli, üniversite, lise ve ilköğretim öğrencilerinden oluşan topluluklar yaptıkları düzenli kuş gözlem gezileriyle pek çok yeri geziyorlar. Kimsenin gitmediği, gitmeyi göze alamayacağı alanlara gidebiliyorlar.

Bir kuş türünü görebilmek için saatlerce yol gidebilecek kuş gözlemcileri var. Bir kuş hakkında saatlerce konuşabilenler de. İlk defa tanışsalar bile iki kuşçu bir araya geldiğinde hemen kaynaşabilir ve kuşlar hakkında derin bir sohbete dalabilir. Bunun temelinde kuşlara duyulan büyük ilgi ve sevgi yatar.

Türkiye'deki kuş gözlemciliği diğer ülkelerdekilerden biraz daha farklı gelişiyor. Türkiye’deki kuş gözlemcileri salt kuş görmek uğruna yapmıyorlar bu uğraşı. Her şeyden önce kuşların hakkına saygı göstermeyi kendine ilke ediniyorlar. Kuşları ve önemli kuş alanlarını izleyerek doğanın korunmasın da doğrudan katkı sağlıyorlar. Mayıs 2004'te çıkan "Türkiye'nin Önemli Kuş Alanları 2004 Güncellemesi" kitabı bu katkının apaçık bir göstergesidir. Bu kitap kus gözlemciliğinin doğa korumada bilgi elde toplama yollarından da biri olduğunun göstergesidir. Kuşçular sayesinde Türkiye'de toy kuşunun durumunu artık çok daha iyi biliyoruz. Aralık 2004'te Çevre Orman Bakanlığı ile birlikte hazırlanan Ulusal Toy Eylem Planı Türkiye'deki kuşçuların toy kuşunun korunması için yapmış olduğu çabanın bir sonucudur. Kus gözlemcileri kuş kayıtlarını www.kusbank.org adresine de girerek pek çok alan ve kuş türünün korunması için önemli verileri ilgili kurumlarla paylaşıyorlar. Bazen bir alan sadece kuşçuların kayıtlarıyla korunabiliyor. Gediz ve Kızılırmak Deltaları, Mogan Gölü, Muş-Bulanık Ovası gibi alanlar yine kuş gözlemcileri tarafından izleniyor ve korunabiliyor.

Sayıları hızla artan kuşçular en hızlı internet üzerinden birbirleriyle iletişim kuruyorlar. Toygar adındaki e-gruba (http://groups.yahoo.com/group/toygar) üye olabilirsiniz. Kuş fotoğrafçılığına meraklıysanız trakus.org sitesi tam size göre.

Kuş gözlemcisi olmak için
Herkes kuş gözlemcisi olabilir. Bunun için biraz zamana ve çalışmaya ihtiyacınız var. Her yerde ve her koşulda kuş izleyebilen kuşçular en çok gözleri ve kulaklarını kullanırlar. Kuşları rahatsız etmeden daha yakından izleyebilmek için bir dürbün kuş gözlemcisinin en iyi arkadaşıdır. Basit bir dürbün edinerek daha çok kuşu çok daha etkili bir şekilde izleyerek tanıyabilirsiniz. Yaşadığınız bölgedeki kuş türlerini anlatan, detaylı resimlerini ve yaşam alanlarını gösteren rehber kitaplar kuş gözlemcilerinin yanlarında bulundurmaları gereken malzemelerdendir. Bu malzemelerden bir diğeri de bir not defteridir ki bu nerede, ne zaman, hangi kuşları gördüğünüzü kaydetmeniz için gereklidir. Kuş gözlemciliği hakkında daha fazla bilgi almak için lütfen Doğa Derneği’yle iletişime geçin.

6 Şubat 2009 Cuma

Bir kış günü gözlemi


Şehirden az da olsa uzaklaşıp arazide vakit geçirmenin keyfi bir başkadır. Bu keyif soğuk kış günlerinde çok daha farklı bir hal alır. Böyle soğuk günlerde kimse dışarıya çıkmazken bizim gibilere meydan kalır. Kuşlar bile ortalıkta yokken biz ortalıkta dolanırız. Böyle zamanları fırsat bilip gözlemi keyifli bir yürüyüşe dönüştürmekte üstümüze yoktur. Biz de 24 Ocak'ta ODTÜ arazisinde yaptığımız gözlemimizde öyle yaptık. Eğitim birimlerinin olduğu bölgede ODTÜ çevresindeki araziye göre çok daha fazla sayıda kuş gördük. Buna rağmen arazi boyunca yaptığımız yürüyüş, botlarımızdaki çamura rağmen çok keyifliydi. Saramış otlar ve bozkırın pastel renkleri, ağaçlık alandaki kısa bir çay molası bu günü keyifli yapmaya yetti. O gunku cay molasında fotograf makinesini bir agacın dalına dayayıp cektigimiz fotografta Ferdi ve Can görünüyor.