26 Kasım 2010 Cuma

Şavşat, Karagöl ve Hazan

İki gündür doğu Karadeniz'deyim. Belki orta ve batı Anadoluyla bütün kıyı bolgelerimizde yağışlı bir hava var. Buradaysa parçalı bulutlu serin bir mevsim yaşanıyor. Geceleriyse dişleri takırdatan bir soğuk. Ladinleri her zamanki yeşil giysilerinde görüyorsunuz, ama yaprak dökenler yapraklarını döktüğü için ladinler çok daha güzel görünüyor. Meşelerse kahverengi/sarı kuru yaprakları kısmen dallarında, solgun sarı pastel renkli peyzajın bir başka güzel ağaçları olmuş bu mevsimde burada. Dağların zirveleri ve kuzeye bakan yamaçları birkaç hafta önce yağdığı anlaşılan karın izlerini taşıyor. Belli ki birkaç hafta sonra bu engin zirveler tamamen beyaza bürünecek. Dallardaki son kuru yapraklar esecek poyrazlarla toprakla buluşacak.

Kuşların sesi pek duyulmuyor. Bazı gürültücü karatavuklarla güzel sesli kızıl gerdanlar dışında arada muhtemelen orman ağaçkakanının kısa kesik çığlığı ve tombul ispinozların tok kesik iletişim sesleri duyduğum kuş seslerinin neredeyse tamamını oluşturuyor. Bu sabah araçla giderken arabanın önünden geçen yeşil ağaçkakansa bu gezinin en göz alıcı türü oldu şu ana kadar.

Yarın buradaki son günüm, dönünce doğu Karadeniz'in hazan mevsiminden biraz daha fazla fotoğrafı paylaşacağım.

Hiç yorum yok: